
Dünyanın dört bir yanındaki 1,4 milyar Katolik için büyük bir kayıp yaşanıyor. 2013 yılında papa olarak seçilen ve Latin Amerika’dan gelen ilk Katolik lider olan Papa Francis, 88 yaşında hayata veda etti. Vatikan, Francis’in Roma’daki konutunda yaşamını yitirdiğini bildirdi.
“Halkın Papası” olarak anıldı
Jorge Mario Bergoglio ismiyle Arjantin’de doğan Francis, yoksullukla ve savaşla mücadele edenlerin sesi olmasıyla “Halkın Papası” unvanını kazandı. 2016 yılında Roma yakınlarındaki bir sığınma merkezinde, farklı dinlerden mültecilere ayaklarını yıkayarak hizmet anlayışını ve tevazusunu tüm dünyaya göstermişti.
Sağlık sorunları nedeniyle etkinlikleri iptal etmişti
Son yıllarda sık sık sağlık sorunlarıyla mücadele eden Papa, bazı etkinlikleri son dakika iptal etmek zorunda kalmıştı. Daha genç yaşlarında bir akciğerinin bir kısmı alınan Francis, son dönemlerinde tekerlekli sandalye ve baston kullanıyordu. Bronşit, grip ve çift taraflı zatürre gibi rahatsızlıklar nedeniyle hastaneye kaldırılmış, önemli dini törenlere katılamamıştı.
Reformist çizgisiyle dikkat çekti
Görev süresi boyunca iklim değişikliği, yoksulluk, kadınların kilisedeki yeri ve LGBTQ+ bireylerin kabulü gibi birçok konuda açık görüşlü açıklamalarıyla gündeme geldi. “Eğer bir kişi eşcinsel ve Tanrı’yı arıyorsa, kimim ki onu yargılayayım?” sözü dünya çapında yankı uyandırmıştı. Ancak 2024’te “Dignitas Infinita” adlı metni imzalayarak taşıyıcı annelik, cinsiyet geçişi ve ötanaziye karşı kilisenin geleneksel duruşunu yinelemişti.
“Yaşanan acıları durdurmanın vakti geldi”
Papa Francis’in ölümünün ardından yapılan açıklamada, “Hayatını Rab’be ve kiliseye adadı. İnancın ve evrensel sevginin gerçek bir temsilcisiydi” denildi.
Francis’in ardından Katolik dünyası için yeni bir dönemin başlayacağı, ancak onun izlerinin uzun süre silinmeyeceği şimdiden öngörülüyor.